Bir Kavuşma Hikayesi – ABHAZYA
Tanıtım:
Türkiye’deki Kafkasyalılar, yüzyıllar süren özgürlük mücadelesini kaybettikleri 1864 yılında
Çarlık Rusya’sı tarafından vatanları Kafkasya’dan sürgün edilerek dönemin Osmanlı
topraklarına yerleşen ve SSCB’nin dağıldığı güne kadar Çerkes genel adıyla tanınan halkların
torunlarıdır.
Türkiye’ye sürgün edilen Kafkasyalılar, tarihin kaydettiği en büyük facialardan birine dönüşen
sürgün sırasında da büyük can kayıpları yaşadılar. Yeni geldikleri ülkede bir yandan hayata
tutunmaya bir yandan da ülkenin koşullarına adapte olmaya çalıştılar. Ancak uğruna
yüzyıllarca mücadele verip mahrum kaldıkları ana vatanlarını hiçbir zaman yüreklerinden
çıkarmadılar.
Türkiye’yi yeni vatanları kabul eden bu insanları hayatta tutan tek şey ise ana vatanlarına
tekrar dönebilme umuduydu. Ancak bu asla mümkün olmadı.
Sürgün felaketinin üzerinden geçen bir buçuk asırlık süreçte geri dönme umudu her geçen gün
biraz daha tükense de yüreklerinden ve gündemlerinden asla çıkmadı. Ana vatanlarına
duydukları özlemi şarkılarında, müziklerinde, masallarında, ağıtlarında yaşatarak nesilden
nesile aktardılar.
İkinci, üçüncü, dördüncü nesiller geldi geçti sürgün hayatında. Artık son nesiller için Kafkasya
bir düşler ülkesiydi. Oraya gitmek, görmek, akrabalarını bulmak, kavuşmak, vatan topraklarını
koklamak, havasını solumak onlar için daima bir düş olarak kaldı.
Bu düşü gerçekleştirmek ise ancak bu nesle nasip oldu.
İşte elinizdeki bu kitap, 1991 yılında Kafkas halk dansları turnesi kapsamında “Düşler Ülkesi”
Kafkasya ve “Canlar Ülkesi” Abhazya’ya gidip bu düşü gerçeğe dönüştürenlerin hikayesini, bir
ay süreyle yaşadıklarını ve hissettiklerini yazarın gözünden aktarmaktadır.
Bir buçuk asır sonra gerçekleşen bu gezi, Kafkasyalıların acılarla dolu tarih sayfalarına bu defa
mutlu harflerle kazınan bir ”kavuşma hikayesi”ydi aynı zamanda!..