Değerli Mall& Motto Okuyucuları,
Bu ay ki yazımda, son zamanlarda yaptığım gözlemlerden birini sizlerle paylaşmak istiyorum :
- Hepimiz zaman zaman yaşadığımız olaylar nedeni ile çıkmazlara girebilir, kimi zaman o çıkmazlardan kolayca kurtulur, kimi zaman da gereğinden fazla o çıkmaz sokaklarda ve tuzaklarda saplanıp kalırız.
- Bu üzüntü veren durumlar daha da derinleşerek depresyon haline gelmeye başladığında ise ne yazık ki bir çok insan depresyona girdiğini veya tükenmeye başladığının farkına varmaz veya çok geç fark eder.
- Bir de benim özellikle dikkatimi çeken bir yaklaşım var : “Zor ve sıkıntılı durumlarda güçlü ol!” diye bazı insanlar bu yaklaşımı fazlacaön plana çıkartma çabasında.
Ne yani, insan en sevdiği veya değer verdiği bir şeyi kaybettiğinde üzülemez mi? Ağlayamaz mı?
Kimilerine göre böyle davranmak çok zayıflık. Oysa birkaç psikolog arkadaşımla bu konuyla konuştuğumda onların yaklaşımı ise şöyle : Bir insanın duyguları vardır. Kimi zaman üzülür, kimi zaman sevinir, kimi zaman içine kapanır veya kimi zaman çok farklı duygular hisseder. Bunların hepsi normaldir. Duyguların yerinde ve zamanında yaşanması doğru kabul edilir.
Bence önemli olan ise şu : Bizler çok çeşitli nedenlerle duygu-durum değişiklikleri yaşayabiliriz. Eğer bunu hissedersek veya çok yakınımızda ve güven duyduğumuz kişiler bize bu konuda geribildirimde bulunursa, dikkate almamız gerekir.
Duygusal olarak tazelenmek, güçlenmek ve iyi hissetmek için birileriyle yaşadığımız problemleri konuşup, belki de fikir alış-verişinde bulunmak da bize iyi gelebilir. İşte bu noktaya kadar herhangi bir sorun yok. Ama bu sorunları danışıp, içinizi döktüğünüz kişiler aslında bu işin uzmanı olmadan sizi yönlendirip, tabiri caiz ise size “Akıl verme” işine soyunuyorlarsa işte tam bu noktada ciddi bir problem sahibi daha olduğunuzu söylemem gerekir.
Neden? Çünkü uzman değiller!
Çevrenizde “Nergis var ya psikolog gibi biri, her şeyimi anlatıyorum, bana çok iyi geliyor.” veya “Aslan var ya benim yaşam koçum, beni çok iyi yönlendiriyor.” diyerek belki de işinin uzmanı olmayan kişilerden destek aldığımızı zannedip, farkında olmadan daha da istemediğimiz bir çıkmaza doğru gidiyor olabiliriz.
DURUN! İşte tam da burada. DURUN!
İşin uzmanı olan kişiler önce durum analizi yapıp, sonra size en iyi karar vermeniz için alternatifleri sunar. Siz de öncelikle kendiniz zihninizde olayları tartarak, farklı bakış açısı ve tutumlar geliştirerek karar alıp, hedefinize ilerleyebilirsiniz.
Peki, karşımızdaki kişinin uzman olduğunu nasıl anlayacağız?
Destek alacağınız kişinin eğitimini, deneyimi, referansları, kanıtlanmış başarılar ve mutlaka özgeçmişini araştırın. Sonrasında adımlarınızı atın. Göreceksiniz ki doğru kişilerle, doğru uzmanlarla fikir alış-verişinde bulunduğunuzda elde ettiğiniz sonuçlar çok daha etkili ve uzun vadeli olacak.
Söylemesi benden; lütfen bir bilene sorun, önüne gelen herkese değil.
Sevdiklerinize vakit ayıracağınız, sağlıklı ve bol kazançlara günlere.
Saygı ve sevgilerimle,