Çok Değerli Mall and MottoDergisi Okuyucuları,
Tam da kontrollü bir şekilde normal yaşama geçmeye başladık, alış-veriş merkezleri, restoranlar açıldı derken, kendi imkanlarına göre kısa veya uzunca bir tatil yapmak üzere yola çıkma hazırlıkları yada tatil yapanlar varken; hemen hemen hiç hesapta olmayan çok büyük bir doğal afet ile hem Türkiye hem de dünya bir anda tanıştı : Yangın!
Başımdan geçen olayı size bire bir aktaracağım :
- Pandemi döneminde hem işler, hem sosyal hayat hem de aile hayatındaki sıkışma nedeni ile eşim ve oğlumu da yanıma alarak Marmaris’in Turunç koyunda mütevazı bir otelde 4 günlük kısa bir tatil yapmak üzere yola çıktık.
Yol boyunca her şey iyi gidiyordu. Özellikle Marmaris’e girdikten sonra Turunç koyuna doğru tırmanmaya başlayınca o güzel çam ağaçları, o eşsiz bal kokusu, ormanda yaşayan canlıların çıkardıkları sesler, yeşilin 1001 tonu ve benim için en önemlisi ise oğlum ile dalıp gittiğimiz hayaller…
Otel vardık ve hızlı bir şekilde odamıza yerleştik. Geçen yıl da o otelde konakladığımız için oteli ayrıca keşfetmeye gerek kalmamıştı. Her şeyin yerini biliyor, hatta tüm ekibi neredeyse tanıyorduk. Öyle güzel bir etkileşim oldu ki; ekip bizi görünce biz ekibi görünce sanki sevdiğimiz aile fertleri ile buluşmuş gibi hissettik.
Zaten süremiz kısaydı ve verimli bir zaman planı ile değerlendirmeye çalışıyorduk. İçimden şöyle düşündüm : “Allah’ım, ne güzel oldu böyle. Her şey planlı ve programlı, akışında ilerliyor. Gerçekten de öyleydi. Perşembe günü saat 14.30’a kadar! Saat 14.30 da görevlilerden biri bize küçücük bir duman gösterdi. Küçük bir yangın var galiba dedi, biz de üzerinde pek durmadık, çünkü çok küçüktü. Ve nitekim 40 dakika sonra o duman yok oldu. Yerini masmavi gökyüzüne bıraktı. Akşamüzeri saat 18.30 da tekrar bir duman tabakası gördük. Bu defa çok büyüktü, sanki tüten bir baca gibiydi ve grinin tonları ile gökyüzü kaplandı, kapandı ve deniz bir anda kül parçaları ile doldu. İşte o an anladım ki işler yolunda gitmiyordu. Bunun üzerine eşimi ve oğlumu alıp odaya çıktım ve kendime göre bir plan yaptım. Eşyaları topladık, aracı hazırladık. Yani ani bir şey olursa otelden çıkmaya hazırdık kendi aklımızca. Akşam yemeğinden sonra herkes tedirgindi ve odalarına çekilmişti. Ben de durumu anlamak ve acil durum planı yapmak üzere otel yöneticileri ile görüşmelere başladım. İşte yazı başlığı :
Belirli olan tek şey BELİRSİZLİK!
Her şey anlık olarak değişiyordu. Valilikten gelen haberlere göre otel yönetimi eylem planlarını güncelliyordu.
Nitekim saat 21.30 da bize 20 km uzakta olan tepelerin kıpkırmızı olmasıyla beraber yollar ulaşıma kapatıldı. Mahsur kaldık. Beklemek, takip etmek ve sabırlı olup, kontrollü olmaktan başka hiçbir çare yoktu.
Saat 23.00 de kısmi olarak yollar açıklı ve hemen kapandı. Tepelerdeki alevler yüzümüze vuruyordu ve herkes sessizce tahliye emrini bekliyordu. O anda haber geldi ve deniz araçları ile tahliye için hazır olun, dendi. Tam buna göre hareket ederken, tahliye emri durduruldu. Yine pasif olarak takip ve beklemeye başlandı. Sabah saat 4.00 de biraz uyukladım ve 5.00 de yine yönetim ekibi ile beraber durumu değerlendiriyorduk.
Dikkatimi çeken ve hoşuma giden bir durum vardı : Yöneticilerin tümü duruma çok hakim, son derece sakin ve kontrollü davranıyorlardı. Genel müdür 30 yıl, pazarlama müdürü 23 yıl, Şef ise 25 yıldır aynı otelde ve aynı işi yapıyorlardı. Aynı zamanda iyi bir ekip olmuşlardı. Ayrıca ellerinde bu ve benzeri krizlerde nasıl hareket etmeleri gerektiğini içeren iyi bir plan vardı; bu plana göre hareket ediyorlardı. Nihayetinde otelden çıkış yapmak için ben kararımı aldım ve uygun zamanı beklemeye başladım. Yine Valilikten “Yolları açtık!” mesajı geldikten sonra 30 Temmuz 2021 saat 11.20 de eşimi ve oğlumu da arabaya alıp, tüm yönetim ekibi ve personel ile vedalaşıp yola çıktı. Yolda eğer tekrar kapanma olursa, yine geri gelecektik. Yani yine elimizdeki verilere göre belirsizliği en aza indirmeye çalıştık. Yola çıktık ve yolda gördüğümüz manzara karşısında tabi ki de üzüntümüz artmaya başladı. Yazının girişinde anlattıklarımdan eser kalmamıştı. Her yer yanmış, o nefis bal kokusunun yerini yanık kokusu almıştı.
Kıssadan hisse dersek; iş hayatında da özel hayatımızda da böylesi beklenmedik olaylarla karşılaşabiliriz. Böyle durumlar karşısında belirsizlik ilk bakışta sizleri ürkütebilir, tahammül sınırlarınızı zorlayabilir.
İşte böyle anlarda hiç unutmamanızı isteğim birkaç şey var :
- Anlık bilgi akışını takip edin.
- Kendinizi olumsuz bilgilere kapatın, sadece resmi bilgileri dikkate alın.
- O anda insanlarla konuşurken panik yapmalarını önlemek üzere konuşun, bu size de iyi gelir.
- Kararlarınızı alırken riskleri hesaplamayı unutmayın.
- Kararlı olun ve ona göre hareket edin.
Hepinize sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler diliyorum.